SEVGİ, EMEK VE BİLGİ

Son günlerde Avusturya asıllı hekim ve psikanalizci  Wilhelm Reich’in iki yapıtını okudum.

         Freud’un en başarılı öğrencisi olan ve  “Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı” , “Cinsel Devrim” , “Kişilik Çözümlemesi” gibi gerçekten çok önemli bir çok kitabın yazarı W.Reich, “Sevgi,emek ve bilgi insanlığımızın temel kaynaklarıdır.Öyleyse yaşamımızı onların yönetmesi gerekir” diyor.

   Bu tümceyi okuduktan sonra, bir an kitabı kapatıp, yaşamımızı gerçekte nelerin yönettiğini düşündüm.Günlük yaşamın ‘hay huyu’ içerisinde  ‘sevmek’ fiilini gerçekten algılayabiliyor muyduk, ‘emeğe ve bilgiye’ hak ettikleri değeri verebiliyor muyduk?

         Çalışma masamın karşısındaki pencereden görünen çam ormanı karlar altındaydı. Sürekli açık duran Radyo-3’ten Franz Schubert’in  “Kış Yolculukları” adı altında topladığı o hüzünlü şarkıları yükseliyordu.

         “Sevmek insanın kendi kendini aşmasıdır” , bu tümceyi kim söylemişti, anımsamıyorum. “Kendi kendini aşmak” bir  bilgi veemek işi değil mi?

         Bir  arabesk müziğin tek düze ritmiyle gözyaşı döken bir kızcağızın duygularını  “sevmek” fiiliyle anlatmak ne derece doğrudur?

         Rantiyecinin  ‘emekçi’ ye, cebi şişkin,kara sakallı, altın dişli karaborsacının ‘yoksul bilge’  ye hükmettiği bir ülkede yaşamı yöneten nedir, kimdir?

         Yeni dünya düzeninde yükselen,yöneten,hükmeden tek değer  ‘para’  değil mi?

         Kırmızı karanfillerin sadece 14 Şubat’ta  -sevgililer gününde-  çok satıldığı bir ülkede ‘gerçekten sevenler’  var mıdır?

         İnsanın kendini toplumsal düzenden soyutlayarak yaşaması olası değildir. Daniel Defoe’nun  Robinson’u çağımızda sadece bir ütopyadır.Bu nedenle de yaşamımızın yönetimi sadece bizim kişisel  istencimize (irademize) bağlı olmayıp içinde yaşadığımız ülkenin  – hatta tüm dünyanın-  yönetimiyle yakından ilgilidir.

         Eğer ülkeyi yönetenler  ‘sevmek’ fiilini bilmiyorlarsa, ‘emek’ ten yana bir tavır içinde değillerse, ‘bilgi’ ye ulaşma çabası göstermiyorlarsa ortaya çıkan tablo –günümüz tablosu gibi-  iç açıcı değildir.

         Wilhelm Reich’in söz ettiği  “insanlığın temel kaynaklarının”  kullanılmadığı, gözardı edildiği bir ülkede katillerle, eroin kaçakçılarıyla, devleti  soyanlarla, yalancılarla, düzenbazlarla, üç kâğıtçılarla  ‘gurur duyan’ bir güruh  ortaya çıkar ve ülkeyi bu sürüyü önüne katan ayaktakımı yönetmeye başlar.

         Yaşamımızı sevgi, emek ve bilginin yönetmesi dileğiyle…

 

 

 

Bir cevap yazın